Marmara Bölgesindeki Olası Depremin Etkileri
Deprem uzmanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara Denizi çevresinde meydana gelebilecek bir depremin bölgedeki 11 ili etkilemesinin beklendiğini açıkladı.
Eyidoğan, Marmara’nın zengin deprem tarihine dikkat çekerek, Trakya Üniversitesi’nde düzenlenen afet çalıştayında yaptığı açıklamada, bölgemizin binlerce yıllık deprem geçmişine değindi.
Gelecekteki bir depremi işaret eden Eyidoğan, “Marmara’daki 11 il büyük bir depremde etkilenecek. Son 6 Şubat depremi, bölgesel bir depremdi ve 7,8 ve 7,5 büyüklüğünde sarsıntılar yaşandı. Marmara’da 7 ve üzeri bir deprem beklentisi var. Bilim insanları bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Bu büyük risk konuşuluyor. Ne zaman ve nerede olacağı tam olarak belli değil ancak bu ciddi bir tehdit” şeklinde konuştu.
Eyidoğan, olası Marmara depreminin İstanbul’un yanı sıra denize kıyısı olan diğer illeri de etkileyeceği uyarısında bulundu.
“Bölgesel Deprem Ciddi Sorunlara Yol Açabilir”
Bölgede yoğun nüfusun olduğunu hatırlatan Eyidoğan, şunları söyledi:
“Kuzey Anadolu Fayı üzerinde olacak bir Marmara Denizi depremi, sadece İstanbul’u değil, Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale gibi 11 ilimizi etkileyecek. Marmara kıyılarındaki şehirler etkilenecek. Marmara Bölgesi yaklaşık 30 milyon nüfusa sahip, çoğunluğu İstanbul’da yaşıyor. Bu durumda, 30 milyon insanın yaşadığı bölgede olacak bölgesel bir deprem ciddi sorunlara neden olabilir. Marmara Bölgesi’nin milli gelirdeki payı yüzde 50 civarında. Bu aynı zamanda ülke ekonomisi için büyük bir sorun olabilir, hatta bir beka sorunu haline gelebilir.”
“Afet Farkındalığı Artırılmalı”
Eyidoğan, riskleri azaltmak için kurumların işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.
Afet risklerini azaltmak için farkındalığın önemli olduğuna dikkat çeken Eyidoğan, “Halkın afet farkındalığına her seviyede sahip olması gerekiyor. İnsanlar günlük yaşamlarında bazen önemli şeyleri unutabiliyor. Yerel yönetimler, idareciler, üniversiteler ve akademisyenler afetle ilgili önlemleri alarak halkı bilgilendirmelidir. Toplum tabanlı çalışmalar yapıldığında daha iyi sonuçlar elde edilebilir” şeklinde konuştu.
Eyidoğan, kentsel dönüşüm ve binaların güçlendirilmesi ile yapıların depreme hazır hale getirilmesi gerektiğini de belirtti.